Proje Yeri :
Çanakkale/Türkiye
Proje Tarihi :
2010 İstanbul
İşveren :
Truva Müzesi Ulusal Mimari Proje Yarışması
Proje Tarihi :
2010 İstanbul
İşveren :
Truva Müzesi Ulusal Mimari Proje Yarışması
Proje Ekibi:
D-Lab Architects
D-Lab Architects
Danışmanlar :
Jacques Pochoy Architecte Urbaniste DplgZafer Akdemir Yrd Doç. Dr YTU
TEKFEN İnşaat Elektrik ve Inşaat Müh.
Alper İştotan Makine Müh.
Günümüzde ihtiyaç duyulan bilgiye ve imaja kolayca ulaşabilmek mümkündür. Bu durum Truva’yı tanımak için de geçerlidir. Böylelikle şehir merkezinden kilometrelerce uzak olan Truva Ören Yeri’ne gitmek ve orada gezinmek, sadece ziyaretçilerin duygusal bir beklentisinin ve yeri deneyimleme isteğinin sonucudur.
Bu doğrultuda Truva, proje alanının içinde bulunduğu, uçsuz bucaksız, betonlaşma etkisi gözlenmeyen bâkir peyzajda, binlerce yıla tanıklık eden zeytin ağaçlarında, ufuk çizgisinde, güneşin batışında, nekropol alanındaki kazı noktalarında, kısacası ziyaretçinin hayal gücündedir. Bu bakış açısının ürünü olarak, Truva’nın güçlü mimari ve kültürel mirasi karşısında; ziyaretçinin algısını bu büyülü atmosferden koparmayan ve peyzaja usulca eklemlenebilen bir bina tasarimi yapilmasi ön görülmüştür.
ÜÇ ANA AKS
Projenin çıkış noktası olarak belirlenen üç aks, çevresel verilerden yola çıkılarak tanımlanmıştır.
Gridal Dokudan Gelen Antik Ulaşım Aksı Antik ulaşım aksı,
Truva Yerleşkesi’nin gridal şehir yapısında doğu – batı ekseni boyunca ulaşımı sağlayan ana akstır ve proje alanından geçmektedir. Söz konusu aks tasarlanan projede Truva Duvarı olarak isimlendirilmiştir. Bu duvar, Truva olarak kabul edilen proje alanının güneyinde konumlanan uçsuz bucaksız peyzaj algısı ile ziyaretçinin varış noktası arasında bir eşik olarak düşünülmüştür. Bu eşik çeşitli noktalardaki yırtıkları sayesinde, güneşin yarattığı ışık oyunlarıyla ve önünde konumlanan meydanıyla ziyaretçileri Truva ile karşılaşmaya hazırlar.
Sonsuzluk Aksı
Sonsuzluk aksı, Tevfikiye Köyü’nün üzerinde konumlandığı tepe ile kazı alanının üzerinde konumlandığı tepe arasında vadileşen noktadan geçmektedir. Proje alanının yakın çevresinde doğal peyzajın önemli bileşenlerinden biri kazı alanına doğru uzanan yol üstündeki zeytinlikler, öteki ise Tevfikiye Köyü yerleşkesindeki binalardır. Sonsuzluk aksı bu iki bileşenin eşik çizgisinden geçer. Geçtiği doğrultuda hiçbir engel ya da yapılaşma ile karşılaşmadığı için, uç noktalarında ufuk çizgisiyle buluşur. Bu aksın geçtiği noktada müze binası sonsuzluğa açılır ve güneyinde seyir terasları ile sonlanır.
Peyzaj Aksı
Peyzaj aksı, proje alanının ve Tevfikiye Köyü’nün peyzaj içinde en çok algılanabildiği ve alanın güneyinde konumlanan Kalafat Kumkale Yolu üzerinde tanımlanmıştır. Kalafat’tan geliş istikametinde, proje alanının algılanabildiği yol aralığında bakış açısı çok değişmediği için müze (çok fonksiyonlu seyir terası) yapısı bu aksa dik konumlandırılmış ve bu akstan bakıldığında köydeki yapılaşma ölçeğinde algılanabilmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda, müze binasının kitlesel anlamda peyzajın bir parçası olarak kabul edilen Tevfikiye Köyü binaları arasında peyzaja eklemlenmesi amaçlanmıştır.
"Ödülsüz projeler arasında yer alması oldukça şaşırtıcı olan bir proje. Projede, bağlamla ilişki üzerinden belirlenmiş üç eksenin yapı kuruculuğu, son derece doğru bir yaklaşımın temel taşlarını oluşturuyor. Bağlamı Tevfikiye köyünden Troya kentine dek bir bütün olarak ele alan proje, arkeolojik içeriğe dönük göndermelerle (açmalar) bağlamın anlamını da vurguluyor. Tevfikiye köyü ile ilişki bir yanyanalık ilişkisinden daha ötede yorumlanıyor. İlginç olan bir nokta da, projenin rampa/kütle ilişkisi açısından adeta bir ders gibi olması. 1. Ödül'ü alan projenin en zayıf yönlerinden biri bu temel gramer hatasıydı, yani rampa ile ana kütle arasındaki ilişki dizimsel (sentaktik) bir çözülmemişlik taşıyordu, başka bir deyişle zemin üzerinde algılanan ilişkide, zemin altına doğru inen bir rampanın yanına "bitiştirilmiş" bir kütle görünüyordu. Bu proje ise bu ilişkinin nasıl çözülmesi gerektiğini gerçekten bir ders gibi gösteriyor. Ayrıca fonksiyon, parkur ve sirkülasyon şemaları, üzerinde titizlikle çalışılmış çözümler olduğunu gösteriyor. Onur Sağkan'ı içtenlikle kutluyorum." (Kaynak: Kolokyum.com yorum 3799-25/06/2011)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder